27 Mart 2018 Salı

Okuma Notları / Kitap Yorumu

Merhabalar! Yazıldığı kadar okunmasının da büyük bir birikim gerektirdiğini düşündüğüm kitapla karşınızdayım!
Entelektüellerin ya da yazarların okuma serüvenlerinin nasıl olduğunu düşündünüz mü hiç? Kitap seçimlerini nasıl yaparlar, raflarda nasıl gezinirler, bir kitabı nasıl okurlar? 
Edebiyat,felsefe,tarih yazınları... Karşılaştırmalı olarak yazılmış olması,sizin de bu isimler hakkında fikir sahibi olmanızı gerektiriyor. Önceden bir birikiminiz yoksa,çok havada kalacağını düşünüyorum.
Deneme okumayı sevenler göz atmalı mutlaka Kitapla kalın!💓
👉‘Baştan söyleyeyim: Türkiye’de aydın yoktur! Bu sıfatı hak etmek için çaba gösteren okur-yazarlar vardır –ama aydın yoktur!
Açık zihinle sorgulamak yerine birtakım ön kabullerde diretmek; düşüncelerini yanlışlamaya açmak yerine, doğrulayıcı örnekler aramak; çelişkiye düşmekten korkmak adına saçmalamayı yeğlemek… İşte Türk-okuryazarı budur!

26 Mart 2018 Pazartesi

Sadece Beş Saniye / Barış Ugar

Öncelikle wattpad kitaplarına karşı aşırı aşırı aşırı önyargılarım var. Daha önce basılan hiçbir wattpad kitabını okumadığımı da söyleyerek devam ediyorum yorumuma. 
Kitabımız Beren isminde bir kızımızın doğduğundan beri kabuslar görmesiyle başlıyor. Kızımız büyüyor;on sekiz yaşına geliyor ve bu rüyaların birinde gördüğü kişi hayatını kaybediyor. Rüyasında gördüğü kişilerin birer birer ölmesinin dışında rüyalarıyla gerçek hayatı birbirine karışan genç kızımızın hayatı zindana dönüşüyor. 
Konusu kısaca böyle,aslında kitabın başlarında baya bir gerildim diyebilirim🤣 Ortalarına geldiğimdeyse gerçekten çok bunaldım. Kitabın her sayfasında(her ama heeer sayfasında yahu😑) acayip olaylar olmak zorunda mıydı? Hani yani ordan oraya savruluyor karakterler sürekli. Iç dünyaları hakkında,hissettikleri hakkında iki üç cümle çok gelişigüzel geldi maalesef bana. Yine de sabrettim,kahroldum ama sonunu getirdim✌✌(Burada alkis efekti istiyorum.)
Böyle dedim diye hiç beğenmediğim düşünülmesin.Her şeye rağmen kitabın kurgusunu sevdim. Kitap farklı bir olaya doğru yöneldi,Daha iyi işlenebilir miydi? Bence evet,ama yine de böyle bir kurguyu Türk yazardan okumak güzeldi. 
Önyargılarım da kırıldı diyebilirim. Tekrar wattpad okur muyum? Sanırım okumam,okuyacaklarımın listesini yaptım,detoksa hala devam❤ Kitapla kalın! Sevgilerle ...

25 Mart 2018 Pazar

Vitrinde Yaşamak / Nurdan Gürbilek #Kitap Yorumu!

Sevdiğim bir başka kitabın yorumuyla geldim. Yarın Kabus'u girmeden Vitrinde Yaşamak kitabının yorumunu da gireyim dedim.
Kitap;ön kapağında da yer aldığı gibi,seksenlerin kültürel durumunun ele alındığı değerlendirme yazılarından oluşuyor. Özal dönemi basın ve dış politika işlediğimiz bir dönemde okuduğum için benim için çok yararlı bir kaynaktı. Metis Yayınlarına aşığım zaten.🌿🤣
80ler Türkiyesi;tarihi,siyasi koşullar ve yerel dinamikler açısından bir kırılma noktası olarak ele alınıyor. Dönem Türkiyesi iki kavramla tanımlanıyor kitapta:
👉 Sözün bastırılması
👉Söz patlaması 
Anap yönetimiyle birlikte değişen baskı döneminde,daha öncesinde seksenlere kadar benzeri görülmemiş bir söz patlaması yaşandığı belirtiliyor..
Bu arada yazarımız da genellikle deneme türünde eserler veren bir edebiyat eleştirmeniymiş. Türkiye dönemlerinde siyasi olayların,kültürel meselelerinin yaşandığı zamanlarda yazılmış olan eserleri okumayı ve incelemeyi seviyorum. Şu son cümleyi kuramadığımın ve yorumu toparlayamadığımın farkındayım. Niye böyle oldu anlamadım😂✌
Işte böyle dostlarım,umarım siz de okur ve seversiniz. Kitapla kalın,herkese sevgilerle...

24 Mart 2018 Cumartesi

Film Yorumu / Yedinci Hayat

Yedi kadının tek bir kimlikte yaşadığını düşünün.
Yedinci Hayat, birden çok kişi tarafından izlemem için önerilmişti. Artık her hafta izlediklerimi toplu bir gönderide paylaşacağım. ⛔
Filmde,dünyanın nüfus artışı sebebiyle yeni bir yasa getirililiyor ve ailelerin sadece birer çocuk sahibi olabileceği bir sistem kuruluyor. Ancak birbirinin birebir aynısı olan yediz kız kardeşler hükümetin kurmuş olduğu Çocuk Tahsisi Bürosu'yla tehlikeli bir saklambaç oynamaya başlıyor.Göze batmamak adına hepsi sanki tek bir kişiymiş gibi davranıyorlar. Karen Settman adında tek bir kadın olarak haftanın her günü farklı bir kardeş dışarı çıkıyor.Ta ki kardeşlerden birinin bir gün eve geri dönmediği zamana kadar...
Ardından olaylar sarpasarıyor.
Beklediğimden daha aksiyon dolu sahneleri vardı,kardeşlerin yaşamı her boyutuyla ele alınmıştı. Bunun dışında kurgusu gerçekten özgündü. Ben çok sevdim,önerenlere de çok teşekkür ediyorum,siz izlediniz mi? Sevgilerle,iyi haftasonları ✌

23 Mart 2018 Cuma

Sanrılar ve Düğümler / Kitap Yorumu

Denizci, kardeşin seni affediyor...
Denizci, Molly'yi bul... Kardeşin seni o zaman affedecek.
Dedektif Doyle,namı diğer Denizci, çözmesi gereken bir cinayete başbaşadır. Dava;narkotikten cinayet büroya geçişinden bu yana ele alacağı ilk davasıdır ve tüm gözler onun üzerine çevrilmiştir. Umursamaz Denizcinin...
Bir yandan mumyalanmış ve beline testere saplanmış bir kadın,bir taraftan da kedi kumuna gömülmüş ve sırtı çeşitli seritlerde kesilmiş bir adam. Ölen ciftin zekâ geriliği olan,elli yaşındaki kayıp kızları. Berbat bir çiftlik ve ölen,açlıktan çılgına dönen havyanlar...
Gerçekten dedektifin yerinde olmak istemezdim
. Adamcağızın başına gelmedik kalmadı vallahi. Konu cinayetten başlasa da farklı bir alana kaydı ve ben gidişatı sevdim. Yazarın son sözünü okuduğunuzda bir cinayet bürosunda çalışan babanın oğlu olarak,babasının yemek masasında anlattığı Brukner Cinayeti üzerinden kurguyu oluşturduğunu anlıyoruz. Kitabın gerçek bir olaya dayanması hem akıcılığı sağlamış,hem de verilen detaylar sanki bir roman değil de polis notlarını okuyormuş hissi vermiş. Sanki ben de oradaymışım da bu davayı ele almisim gibi hissettirdi. Çok akıcıydı,reading slumpa girmeseydim birkaç günde bitirmiş olurdum,okuyamamak tamamen benden kaynaklıydı. Polisiyemsi/cinayetimsi kitabı, Sanrılar ve Düğümler'in dilini ve işlenişini sevsem de baş karakterimiz Denizci'yi hiç sevmedim. Umursamaz,tembel,kuşkulu ve bağımlı... Eh zaten bu özellikler onda bir araya toplamışken başına iş açmaması imkansızdı. Işte böyle dostlarım,ben çok sevdim,siz neler okuyorsunuz? Sevgilerle..

Momo / Michael ENDE #Kitap Yorumu!

Momo küçük bir kız çocuğudur. Geçmişi hakkında kimsenin bir bilgisi yoktur. Kimsesiz bu kız bir kente gelir ve kent sakinleri eski amfi tiyatroda küçük bir barınak yapar Momo için.

Momo’nun onu diğerlerinden ayıran bir özelliği vardır: dinlemek. O insanları, aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirecek şekilde dinler. Insanların en parlak fikirleri,onun yanındayken şekillenir. Kendini sıradan,ise yaramaz gören insanlar onun yanında varlıklarının değerini kavrar.

Bununla birlikte kitapta,bir diğer öne çıkan nokta "zaman". Ve Zaman Tasarruf Şirketi'ndeki Duman Adamlar. Zamanı ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır. Ama bunlar aslında hiçbir şey ifade etmez. Öyle anlar vardır, bir saatlik süre insana bir ömür gibi gelir,bazen de göz açıp geçinceye kadar geçer. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.
Ama Duman Adamlar bunu bilmezler,üstelik onlar insanlar tarafından ortaya çıkmıştır!
Okuyun okutturun👌🏵

17 Mart 2018 Cumartesi

The Shining / Cinnet (Film Yorumu )

BİRAZ GERİLMEYE İHTİYACI OLANLARIN FİLMİ: CİNNET
Büyük korku yazarı Stephen King ve usta yönetmen Kubrick'in bir araya geldiği kült korku filmimizin yorumuyla karşınızdayım.Korku filmi izlemeye bayılırım,aslında sürekli önüme çıkan bir film olmasına karşın sebepsizce sürekli erteliyordum.Bu seneye kısmetmiş:)
     Filmin bir sahnesinin görüntüsü sık sık espri malzemesi oluyor,o konuya sonra değineceğiz ama önce gelin bazı kişilerce 'en iyi gerilin filmi' kabul edilen Cinnet'ten genel hatlarıyla bahsedelim.
     Jack Torrence ve ailesi,kış dönemi boyunca çeşitli sebeplerden dolayı kapalı tutulan Overlook Oteli'nin bakım işlerini devralıyor. Yazar olan Torrence,bu süre içinde hem ailesiyle otelin bakımını üstleniyor,hem de yazacakları için dinginliğe sahip olmuş oluyor.Aile otele taşınıyor taşınmasına ama, Jack'in doğaüstü sezgilere sahip olan küçük oğlu bu süreç içinde otelde yalnız olmadıklarını fark ediyor. Anne ve babasını,otelde hayalet gördüğüne dair ikna etmeye çalışıyor. Jack ise yavaş yavaş bu varlıklar tarafından ele geçiriliyor. Hatta aile,çıkan bir kar fırtınası sebebiyle otelde mahsur kalıyor.Ve bundan sonra gerilimli sahneler birbiri ardına geliyorr!!
     Filmin 1980 yapımı olması sizi tereddüte düşürmesin. Çekimler,oyunculuklar ve özellikle müzikler sizi bir hayli geriyor.Ekrana bir anda korkunç bir cismin çıkmasını beklemeyin. Eee Kubrick bu. Bu filmi; diğer korku filmlerinden ayıran özelliği,hem siyasi birtakım meseleleri kapsaması, hem de yönetmenin izleyenlerin ancak birkaç izleme sonrası fark edebileceği detaylar vermesi. Örneğin bir sahnede Jack,izleyicilere bir bakış fırlatıyor.Karakter az önce filmin esnasında birilerine haddini bildirdi. Şimdi sıra izleyicide. Yeni ödül kazanmış ve bu kadar iyi bir yönetmen tarafından çekilen filmde böyle bir hata olabilir mi? Oyuncu film esnasında bile isteye izleyiciyle göz teması kurmak/kameraya bakmak gibi bir hata yapar mı? Yapar,çünkü bu bir hata değil.Yönetmen,oyuncudan bizzat böyle bir sahne istemiş. Bir saniyelik dahi olsa!
     Efendim,filmin izleyicileri anne rolünde oynayan hanımcağızı sevmemiş. Ne yalan söyleyeyim ben de oyunculuğunu çok beğenmesem de,onun filmin belli bir akışına kadar pasif kalmasını güzel aktarmış, Kadının yüzünde hafif bir saflık var. Filmle ilgili bir şeyler araştırırken şunu öğrendim. Bu kadın oyuncu,film çekimi sırasında yönetmenden çok baskı görmüş ve akli dengesini kaybetmiş. Ne kadar doğrudur bilinmez kaynak Onedio çünkü:) Yine de başka hiçbir işte yer almamış olması bu iddiayı doğruluyor gibi.
     Film hakkında daha çok şey yazılabilir,ben sizi daha fazla yormayayım. İyisi mi siz bu filmi bi' izleyin. Hatta düşüncenizi de benimle paylaşın. Ha 'bu gerilim bana yetmez ki!' derseniz evde yalnız kaldığınız bir gece yarısı ışıkları kapatarak izlemeyi deneyin. Yine yeterli gelmezse bir sonraki korku filmi yorumumu bekleyin.! SEVGİLERLE 

12 Mart 2018 Pazartesi

Kıyamet Koparken Park Etmek Yasaktır / Bryan Bliss Kitap Yorumu!

Abigail'in ailesi,kıyametin yakın zamanda kopacağına inanıyordu. Lakin böyle bir şey olmadı ve olmayacaktı.
Kıyamet Koparken Park Etmek Yasaktır büyük umutlarla alıp başladığım bir kitaptı. Kapağı,konusu,dili çok güzel.
Vermek istediği mesaj da (her koşulda ailenin önemi ) güzel ama işlenişini sevemedim. Beğenenler olabilir ancak benim çok sıradan bulduğum bir kitap oldu.
Kıyametin kopacağını düşünüp evlerinden ve yaşadıkları şehirden ayrılarak karavanda yaşamaya başlayan bir aile işleniyor. Baba, Rahip John isimli bir rahibin bu kıyamet açıklaması sebebiyle elini eteğini dünyadan çekiyor. Eşini,kızını ve oğlunu alarak karavanda yaşamaya başlıyorlar. Yemeklerini kiliselerden temin etmeye çalışıyorlar. Biz de bütün bu süreci kızımızın bakış açısından görüyoruz. Sevdiğim bir nokta vardı. O da şu ki: Kızımız kendini bir süreden sonra sokaklarda yaşayan insanlar gibi hissediyor. Yani insanların evleri,yemekleri ve yanlarında onlara destek aileleri varken neden hala mutsuz olduklarını düşünmeye başlıyor. Kiliselerde yemek dağıtımında arta kalan yiyeceklerle besleniyor ve bu adilsizlik onu derinden etkiliyor. Bu satırları okurken evi olmayan,sokakta yaşayan insanların zihinlerinden neler geçtiğini,kışın kar yağmasını bizim kadar isteyip istemediklerini düşündüm.
Yani okumayanlar için büyük bir kayıp olur diyemem açıkçası. Neyse işte böyle sevgili dostlar,siz neler okuyorsunuz? Kitapla kalın 😍

1 Mart 2018 Perşembe

OCAK VE ŞUBAT 2018' DE İZLEDİKLERİM ! :)

Merhabalar! Ocak ve şubat ayında izlediklerimi paylaşayım dedim. Ne izlesem diyenler için izlediklerimden bir liste hazırladım.Korku,komedi,dram,fantastik... Diziler ve filmler... Neredeyse vizyona giren her filme gitmeye çalışmışım :D İnstagram profilimde sabitlenmiş halde duran belgeseller de önceden izlediklerim.Şimdiden keyifli izlemeler!

1-Ayla


2-Labirent: Son İsyan


3-Game of Thornes (1.sezon) SONUNDA :)


4-Chewing Gum (dizi)


5-Yedinci Hayat


6-Groundhog Day












7-Sen Anlat Karadeniz


8-Lucky


9-Uzaydan Gelen Fırtına- Geostorm


10- The Shining - Cinnet


11-Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları


12-La Casa de Papel  (ay mükemmel ^^)


13-Cebimdeki Yabancı


14-Hadi Be Oğlum


15-Scream: The TV Series


16-Esaretin Bedeli


17-Wonder / Mucize


18-Aile Arasında ^^