Merhabalar,bugün sizlere Olağanüstü Bir Gece'nin yorumuyla geldiiiim😍 Yeni yılın ilk kitabı oldu, başlangıçta güzel başladı ama ortalarına gelince kasvetlenmedim değil. Konusuna değineyim öncelikle.
Hayatta her şeye sahip olan ,yalnız tek bir şeye sahip olamayan bir adam düşünün . Parası,mevkisi,saygınlığı var ama ruhu yok🤣 (Onun arabası var güzel mi güzel,maalesef ruhu yok çalıyor arkadan)
Hissedemiyor, duygulanmıyor,sinirlenmiyor ve bunu çok geç farkediyor. Zweig ruhsal portrelerin dışında ruhsuzluğun portresini de en ince ayrıntısına kadar ve aynı zamanda olabildiğince doğallığında aktarmış. Ve sonra bir gün suç işliyor asilzade,heyecanlanıyor. Ne yapmış olursa olsun damarlarındaki kanı,insan olmayı hissediyor uzun bir süreden sonra. Işte bu kısımların öncesini okurken ruhum daralmadı değil; ama adamın kendini bulması,herhangi bir duygu kırıntına ulaşmak için çektikleri ve tabii ki kitabın sonları çok güzeldi. Burjuvazi hayatında duygularını kaybetmiş bir adamın öyküsünü okumak keyifliydi. Zweig'ın diğer kitaplarında ( Korku,Yakıcı Sır,Satranç gibi) olduğu gibi bu kitabının da yavaş yavaş yükselen bir gerilimi vardı. Sonu sürpriz,ancak okuyanlar bilir.😋Umarım siz de okur ve seversiniz. Kitapla kalın !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder