30 Aralık 2017 Cumartesi

İTİRAZIM VAR / YUSUF EFE GÖÇER #kitapyorumu

Yaşadığım şehirden çok sıkılmıştım... On sekiz yaşıma girmiş, lise son sınıfa gelmiş ve artık bu şehirden gitme zamanımın geldiğini anlamıştım.
Kendi kendime, “Mert, oğlum bak, üniversiteyi mutlaka kazanman lazım!” diyordum...
Evet, üniversite sınavına girecek, büyük şehirlerden birindeki bir üniversiteyi kazanacak ve bu şehirden kurtulacaktım... Okuyacağım bölüm bile önemli değildi. İzmir veya İstanbul’daki üniversitelerden herhangi birindeki, herhangi bir bölüme kapağı atıp günümü gün ederek yaşamanın hayalini kuruyordum...
Zaten neşeli bir tipimdir, ortama alıştığım anda herkesi güldürmek ilk görevim olur. Bu sayede kısa sürede okulun en güzel kızını tavlayacak, grubun popüler çocuğu ben olacaktım...
Bizim memleketin erkeklerinin bir hayali vardır; Amerikan filmlerindeki yakışıklı, zengin, herkesin peşinden koştuğu adam olmak...
Hah işte, ben de tam o adam olmak istiyordum... Ama nereden bileyim sonradan başıma gelecekleri?
Başıma neler mi geldi? Yahu neler gelmedi ki... Dur dur, anlatacağım hepsini.
Abi, bildiğin efsane...


Merhaba dostlarım! Bugün İtirazım Var kitabının yorumuyla karşınızdayıııım :)
Kitaba ne ara başladım,ne ara okudum ve bitti bilemiyorum ama kesinlikle çok akıcıydı. Genel okuma türümün dışında ve okumaya alışık olmadığım konu üzerinde yazılmış olsa da,konusundan bahsedince siz de bana hak vereceksiniz.
     Mert,üniversite sınavına hazırlanan,günümüz gençliğinin tam karşılığı olan bir genç arkadaşımız. Büyük şehirlerde gününü gün etmeye hazırlanırken pek de tahmin edemeyeceği birtakım olaylar yaşıyor ve kader Mert için ağlarını örmeye başlıyor :) Tabi bizim Mert durur mu,eğlencesinden asla taviz vermez,ta ki kendisi kalabalıklar içinde yalnız hissetmeye başlayana kadar. Ne yapsa fayda etmez,bundan sonra daha farklı kararlar vermeye başlar. Başlar da ne başlar :)
    Huylunun huyundan vazgeçmesi,arayışları bitmez,uzun sürer. Kendini,Allah'ı bulma süreci sancılı olsa da,sonunda hakikate kavuşur Mert'imiz. Spoiler olmamıştır umarım. Neyse; zaten konuyu,arka kapağı okuduğunuzda az çok tahmin edebiliyorsunuz. Kitabın güzelliği bu yolun duru ve akıcı aktarımında gizli.Allah Diyen Pense isimli bir kitap vardı martta okuduğum,konularını benzer bulsam da kesinlikle bu kitap daha merak ettiriyor. Okumaya başladığımda soru işaretleri vardı kafamda ama,elimden her bıraktığımda acaba şimdi ne olacak diyerek kitaba koşmuşum aslında. 
    İşte böyle sevgili dostlarım. Ben çok severek okudum,umarım siz de okur ve seversiniz.Kitapla kalın :) !

Quipu nedir? İnkalar *

Sözlü kültür, elbette ki yazılı kültür kadar dirençli değildir. Çünkü sözlü kültürde insanlar, sesleri ve bellekleri gibi dayanaksız araçlara sahiptir. İşte sözlü kültür insanı, bu dirençsizliği önleyebilmek adına çeşitli bellek yardımcıları üretmişlerdir.Gelin bunlardan
en seçkini olan Quipu' lara bir göz atalım.
Quipular, İnka İmparatorluğu’nda ve And dağları bölgesindeki İnka-öncesi topluluklarda kullanılan bir sistemdir. Kayıt ve hesap sistemi olarak kullanılan bu sistemde çeşitli bölgelerden toplanan vergiler,tahta geçen kralların sırası,tarımsal üretim gibi konular; bu quipular aracılığıyla
düzenlenirdi. Çünkü İnka'lar yazıya sahip değildi! Üzerlerinde çeşitli düğümler bulunan, farklı boy ve renklerdeki ipler sayıları belirtirdi. Ancak bu seçkin bellek yardımcıları, az sayıda bazı uzmanlar içindi.Her yıl, bu quipuları 
okuması amacıyla her kuşakta bazı gençler küçük yaşta eğitilirdi.Halkın büyük çoğunluğu ise,ses ve ritmikler aracılığıyla (şiir vb.) bu 
sorunlarını çözüme kavuşturmuşlardı.Çoğunun 1583’te İspanyol yetkililer tarafından puta benzediği gerekçesiyle tahrip edildiği 
belirtiliyor.16. Yüzyıla kadar, İspanyol işgalcilerin gelişinden bir süre sonrasınadek başarıyla muhafaza edilse
de,bu işgalden sonra maalesef bu dil tamamen ortadan kalkmış oldu.




Solda: Tahmini 1613 tarihli bu çizim, bir İnka imparatorluk görevlisini elinde quipu ile resmetmiştir.









*Bu yazı Massimo Baldini'nin İletişim Tarihi ve Yuval Noah Harari'nin Sapiens kitabından derlenmiştir.

20 Aralık 2017 Çarşamba

Bir Rüya Bir Aşk / Kitap Yorumu

Merhaba dostlarım,Sokak Kitapları Yayınları'ndan çıkan Bir Rüya Bir Aşk yorumuyla geldim bu sefer📍
Ayhan,aylardır gördüğü rüyaya bir anlam getirmeye çalışmaktadır.Aylardır her gece bir uçurumun kenarındadır ve onu bekleyen elini tutup aşağıya sürüklemeye çalışan bir kadın vardır.Rüyalarına anlam getiremediği bir akşam Ayhan,kafasını dağıtmak amacıyla bilgisayarını açar ve internette birkaç bloga,foruma göz atmaya başlar.Iste bu sırada gözüne bir metin ilişir.Yeni yazılmıştır bu metin. Yaşam ve aslında ölüm üzerine. Kendinden vazgeçiş üzerine yazılmış bu yazıyı hafife almanın yanlış olabileceğini düşünür Ayhan ve yazıyı yazan
kişiye ulaşmaya çalışır.Sıkı durun! Çünkü yazıyı yazana bir şekilde ulaşır ve birbirleriyle görüntülü konuşmaya başladıkları anda onun,rüyalarında gördüğü uçurumun kenarındaki kadın olduğunu anlar.
İşte Hilal ve Ayhan'ın hikayesi böyle başlar.Kitap,genel olarak Ayhan'ın kendi içinde dinmeyen fırtınalı düşünceleri ve Hilal'le hayat hakkında mukayeselerinden oluştuğu için dostlarım;altını-üstünü çizmelik,alıntı olarak paylaşmalık birçok cümle vardı. Siz genellikle macera,distopya okuyorsanız ve kitaplarda genellikle tasvir bölümlerini atlıyorsanız biraz zorlanabilirsiniz.Şunu da belirtmeden geçmeyeyim kitapta internet ortamında tanışıp birbirine aşık olan iki kişi var ve 'Bakalım sonunda ne olacak' düşüncesi, kitabın sonunu merak ettirme özelliği kazandırmış.
Işte böyle sevgili dostlarım,umarım siz de okur ve seversiniz📍
Kitapla kalın!
#idilinyorumu
#nisanokunanlar

7 Aralık 2017 Perşembe

ÖZGE UZUN / SİZİN HİÇ MAVİNİZ VAR MI?

''Bazı anlar...Hiç beklemediğin bir anda,tam da yeni bir yara açılmışken bedeninde,gökyüzündeki güneşe karışmış,maviliğe benzeyen bir çift göz gülümser sana.Elleriyle başını tutup öptürür kendini.Bir öpersin,yine tutar bir daha öptürür.Kulağına,'Seni çok seviyorum.'diye fısıldarsın.Bir gülücükle der ki,'Biliyorum.''
     Sizin hiç maviniz var mı? 

     Merhaba dostlarım,bugün sizlere bahsetmek istediğim bir kitap var,Özge Uzun'un Sizin Hiç Maviniz Var Mı?Kitabı üst komşumuzun ve tavsiyesi üzerine okumaya başladım.İyi ki de okumuşum.Çünkü bu kitap ''ön yargılı olanlara,her yaşananların altında bir bit yeniği arayanlara'vah vah' ile başlayıp 'ama' ile devam edenlere,hayatta kötü şeylerin hep sadece kendilerinin başına geldiğini düşünenlere,şükretmeyi bilmeyenlere,özel çocuğu olan ve savaşan annelere ve özellikle de erkeklere'' yazılmış yani hedef kitlesi geniş.

 Kitap otobiyografik türde.Kapakta da kendi fotoğrafı ve bir çift mavi göz var.Aynı zamanda Uzun,başarılı bir spiker ve sunucu.Eminim sesini tanıyorsunuz.İlk bölümlerde gençliğinden ve yaptığı işlerden/çalıştığı kanallardan bahsediyor.(TV8,CNN Türk,TRT,NTV..) Bu kısımlar benim de okuyacağım bölümle alakalı ve ilgimi çeken alanlar-meslekler olduğu için büyük bir hevesle okudum diyebilirim.Ama kitabımızın ana konusu bu değil.İşler Uzun'un anneliği tatmasıyla değişiyor.Dağhan (oğlu) her şeyi alt üst ediyor annesinin hayatına girdiği andan itibaren.Uzun plan yapıyor,Dağhan bozuyor.Bu arada Dağhan özel bir çocuk ve fiziksel anlamda da birtakım sağlık sorunları yaşıyor.Bu bağlamda anneyi ve babayı zorlu bir süreç bekliyor.Çocuklarının bakımıyla ilgilenirken Uzun'un ve eşinin ilişkilerinde de ister istemez yıpranmalar meydana geliyor.Bir yandan ilişkilerini sağlıklı yürütmeye bir yandan da Dağhan'ı tedavi ettirmeye çalışıyor anne.Konusu genel anlamda böyle.Bu arada Özge Uzun kalbinin kapılarını sonuna kadar açmış durumda-sanki bir arkadaşına anlatırmışçasına...
      Şükretmenin ve sabretmenin dışında cesareti de simgeliyor benim için hikayesi.Uzun'un ''o ne der,bu ne der''cilerden olmadığı aşikar.Cesur bir kalemi var ve çekincesi yok-ki kendi de belirtiyor bu durumu.Anne olmak,sağlıklı olsun olmasın onun için bir mucizelik olarak adlandırılıyor.Kitabın sevdiğim ve can alıcı noktalarından biri de görsellerle-sözlerle süslenmiş olması.Çocukların fotoğraflarıyla daha da zenginleşmiş.Bitirdikten sonra kitabı kendimi bir anda Özge Uzun'un instagram sayfasında buldum.Kızı Siva okula başlamış,o minik kız büyüdüğünde böyle cesur bir annesi olduğu için gurur duyacak.
    
    Son olarak;bu kitap gördüğü, yüreğin duyduğu, dilin söyleyemedikleriyle yazılmış çıplak bir kitap; mış gibi yapmayan, figüransız, çırılçıplak… Bir kadının kendi kalbiyle olan konuşmalarıyla derin, sahici, ama en çok da samimi. Biraz kulak kabartırsanız sesini bile duyabilirsiniz… 

6 Aralık 2017 Çarşamba

ONLINE KİTAP ALIŞVERİŞİ YAPABİLECEĞİNİZ GÜVENİLİR 4 SİTE!

Merhabalar, bana instagram üzerinden en çok sorulan sorulardan birisini yanıtlamaya çalışacağım bugün. Online kitap satışı yapan siteler, özellikleri... Ben en sık kullandığım siteleri aşağıya sıralayacağım umarım sizin için de faydalı olur. İlk kez alışveriş yapacakların aklındaki soru işaretlerini silmeye çalışacağım. Şimdiden keyifli okumalar :)

1- BKM KİTAP (Hayalinizdeki Kitabevi- az öde çok oku)
Siteye gitmek için bu yazıya tıklayınız :)
Bursa'da bir kitapçı
En çok sevdiğim ve en sık kullandığım sitedir kendisi. Diğer tüm kitap satış sitelerine göre, ürünleri çok daha uygun fiyatta. Benim için ilk olumlu özelliği ise kapıda nakit ve taksitli ödemeye imkan sağlaması. Kredi kartı kullanmayanlar,internetten ilk kez alışveriş yapacaklar ya da internetten kart bilgileri vermeyenler için artı bir özellik. Diğer bir olumlu özelliği ise 39 tl ve üzeri alışverişlerde kargo ücretsiz olması. Diğer sitelerde bu sınır çok daha yukarıda olduğu için kargoyu ödememek adına bir kitap daha ekleyelim diyoruz. Bu seferde sepetteki miktarı durmadan arttırıyoruz. İşte Bkm TÜM Türkiye'ye böyle bir kargo olanağı sağlıyor.

2- OKUOKU (Online Kitap Alışveriş Siteniz)
Siteye gitmek için bu yazıya tıklayınız :)
lk kitap alışverişlerimi yaptığım siteydi Okuoku. Şimdilerde yaptığı müthiş indirimlerle herkesin aklına ilk gelen sitelerden biri olduğu kesin. Her ay indirim yapması,kargonun yanında ayraç ve kahve hediyesiyle tüm okurları mutlu etti diye düşünüyorum. Bkm Kitap'ta olduğu gibi Okuoku'da da kapıda ödeme mevcut. Ve her ikisinde de kapıda ödeme seçeneği için ek bir ücret ödeniyor,bilginiz olsun Okuoku'da 75 tl üstü kargolar ücretsiz,bunun yanı sıra kargoların sağlam gelmesi de artı bir özellik katıyor siteye. Ben genellikle almak istediğim kitaplar indirimdeyse toplu bir alışveriş için Okuoku'yu tercih ediyorum. Kesinikle güvenilir.

3-KİTAPYURDU (Kitapla buluşmanın en kolay yolu)
Siteye gitmek için bu yazıya tıklayınız :)
Kitapyurdu'nun en sevdiğim özelliği hem birçok etkinlik düzenlemesi,hem de kelepir kitapları! 5tl / 3tl 'ye kitaplar var ve aradığınız hemen her kitabı stokta bulabiliyorsunuz. Bunun dışında puan kazanmak da çok kolay. Kitaplara yaptığınız yorumlarda,her alışverişte belli puan kazanıyor ve bu puanları diğer alışverişlerinizde kullanabiliyorsunuz.Yazarlar Ne Okuyor?,
Kampanyalar gibi bölümleri sebebiyle siteye girdiğinizde bir müddet çıkamıyorsunuz benden söylemesi:) %90 %80 %70 %60 %50 indirimlerle,her okuma tarzına yönelik kitapları barındırırken birbirinden güzel dergi,akademik yayınlar,sınav kitapları da bünyesinde mevcut. Kitapyurdu'nda misafir üye olarak da alışveriş yapabiliyorsunuz.Kapıda ödeme seçeneği mevcut!

4-BABİL.COM (Kitap dünyasının yeni kahramanı)
Bu zamana kadar kullandığım kitap alışveriş sitelerinin içinde, en hızlısı açık ara Babil'di. Hem kargom çok çabuk gelmişti,hem de çok iyi paketlenmişti. Kitap fiyatları; diğer sitelere göre biraz daha pahalı ama, kargom hızlı ve hasarsız gelsin diyorsanız incelemeniz gereken ilk sitedir kendisi. Sitede 50 tl üzeri siparişlerde kargo ücretsiz. Benim için olumsuz tek yanı kapıda ödeme seçeneği olmaması. Yalnızca Kredi Kartı ve banka ödemesi var. Bunun dışında diğer siteler gibi gözü kapalı güvenebileceğiniz,kargo takibine dahi gerek duymadan kitaplarınıza kavuşabileceğiniz sorunsuz bir alışveriş yapıyorsunuz.

İşte böyle sevgili dostlar,benim en sık kullandığı  ve sizlere sırasıyla önerebileceğim siteler bunlar. Aslında internette kitap alışverişine yönelik birçok site mevcut,ancak deneyimlemediğim hiçbir siteyi sizinle paylaşmak istemedim. Bu denediğim sitelerin artısı eksisi mevcut,siz de kendinize en uygun olan siteyi benimle paylaşması unutmayın. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederiiiiim :)

5 Aralık 2017 Salı

BELGESELLER SERİSİ - 2 THAT SUGAR



That Sugar

🍭
23 Eylül 1955te Abd Başkanı Dwight Eisenhower kalp krizi geçirdi. Iki güçlü sorun vardı : Yağ ya da şeker. Sonraki yirmi yıl boyunca güçlü argümanlar üretilse de 1970 lerin sonunda yağ suçlu bulundu.
Zaman,yağsız yiyeceklerin zamanıydı. Yağ,besinlerden kaldırılınca kalorinin yeri doldurulmak zorunda kalındı. Besinlerden doğru tat alınabilinmesi için,besinlerin yağlı olduğu zamanlardaki kadar lezzetli olabilmesi için,şeker kullanımı arttırılmaya başlandı. 

Veeee günümüz: Aklınıza gelebilecek her türlü paketli gıdalarda ya şeker ya da onun türevi yüksek fruktozlu mısır şurubu bulunuyor. Makarna/salata sosları,hamburger ekmekleri........
Bu arada hem belgeseli sunan hem de deneyleri kendi üzerinde yapan bu beyimiz;deneyin başında en sağlıklı %10'un içindeyken,yalnızca iki ayda en sağlıksız %20 ye giriyor,karaciğerinde yağlanma,tip 2 diyabet başlangıcı sinyalleri veriyor vücudu. Filmin çok daha bilgilendirici ve eğlenceli kısımları var,onları saklıyorum. Mutlaka ama mutlaka bakmalısınız,izledikten sonra düşüncelerinizi merak ediyorum.Buraya yorum bırakmayı unutmayın! Keyifli seyirler❤
DİĞER BELGESEL YORUMLARIM İÇİN TAM BURAYA :)
TIKLAYIN !