Merhabalar! Bugün Zweig'ın Amok Koşucusu'ndan bahsedeceğim
sizlere. Öykü türünde bir yapıt olmasıyla beraber, ruhsal portrelerin olaylarla
harmanlandığı bir kurgusu vardı.
🕴
Hikayemiz bir gemi yolculuğu sırasında başlıyor,tıpkı
Satranç'ta da olduğu gibi. Yolculardan biri,diğerine yaşadığı olayları tüm
yönleriyle açıklamak istiyor. Amok Koşucusu'nun öyküsü aslında; Hint Adaları'na
görevi sebebiyle giden doktorun, çalıştığı ama Hint Adaları'na alışamadığı
dönemde bir gün, beyaz bir kadının ondan istekte bulunmasıyla başlıyor.-Bazı
yayınevlerinin arka kapağında, konunun yazılı olduğu bölümde bu istek yer
alıyor ama ben yazmayacağım.- Ve ardından doktorun mesleki ilkeleriyle gururu
arasında kalışına şahit oluyoruz.
Peki Amok nedir derseniz; Malezyalılarda görülen bir tür
delilik haliymiş. Doktor kendini bir 'Amok Koşucusu'na benzetiyor öyküde.
🕴
Kitapta yavaş yavaş hissedilen bir gerilim var ve kitabı
elinizden bırakamıyorsunuz. Sonunu tahmin edemedim, beklediğim gibi bitmedi
desem yeridir ama çok çarpıcıydı doğrusu! Işte böyle,umarım siz de okur ve
seversiniz. Kitapla kalın!!!💖
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder